3 Ocak 2015 Cumartesi

Gönderen zamandegerlidir.blogspot.com 12:31 | 1 Yorum

Geçtiğimiz son birkaç yıldır her sene başı kendimi, yılımı sorgularım, yeni hedefler koyarım. Neleri başardım neleri başaramadım, neyi daha iyi yapabilirdim bakarım… Koçluk yapmaya başlamadan önce geliştirdiğim bir gelenektir bu. Elim gitmedi bu sene bir türlü, göreceklerimden korktum sanki.



Duraklama yılımdı 2014 benim için, geriye gittiğim, istediklerimi yapamadığım, üretemediğim, senenin ikinci yarısından sonra yazı yazamadığım, içime attığım, kendimi iyi hissetmediğim bir yıl. Yazınca ben, içimden iyilerde çıkıyor kötülerde. İyilerin çıkması iyi, kötülerin çıkması kötüymüş gibi yazamadım. Kulağımda “ne o öyle, sevgiye hasret kadın yazılarını hiç sevmem” cümlesiyle dolandım durdum. Aynı “o” nun tonlamasıyla kaldı kulağımda bu ses. Sadece kendim için yazdım, sıkı sıkı sakladığım defterlerime, sevgiye hasret kadın olmayayım diye. Oysa ki kadın erkek kim her zaman sevgiyi istemez ki:-) 
2014 muhasebesinin baskısı üzerimdeyken sevgili Zeynep’in "Başlangıçlar&Bitişler” etkinliğinin davetini aldım. Kendime dedim ki “Zeyno bu sene kolaya kaç, kendin yapma muhasebeyi, git teslim ol orada bak bakalım neler olacak.” Gittim.Dört bir taraftan baktım 2014 yılına. Altını üstüne getirdim sıra dışı soruları cevaplarken. Ve bir sürprizle karşılaştım. Ne çok şey yapmışım, ne cesur kararlar almışım, ne kadar çok şeyi başarmışım, ne büyük destekler görmüşüm. Geçen sene yaptığım planların çoğunu gerçekleştirememişim ama iyi kötü hallerin arasında gidip gelirken görememişim, 2014 ün sert rüzgarlarında aslında ayaklarımı sıkı sıkı yere bastığımı, yeni planlar yapıp, stratejiler geliştirip onları kararlılıkla uyguladığımı. Öyle büyük bir ağırlık taşımışım ki 2014 de, içimdeki sabotöre yenilmişim evet onu taşımışım içimde. Sanki ben her zaman iyi olmak, her ilişkiyi kusursuz yaşamak, iyi hissetmek zorundaymışım gibi, içimde büyüyen yetersizlik hissine teslim olmuşum. Esnekliği yaşamaya izin vermemişim. Ben Zeynep, güler yüzlü Zeynep, içindeki iyiyi ortaya çıkarma yolculuğunda, ilham almayı ve ilham vermeyi amaç edinmiş Zeynep, nasıl kendini kötü hissedebilir ki, içinde kötüyü nasıl barındırabilir ki? Bu düşüncelerle ben kendimi sevmeyi, merhamet etmeyi ve iyisiyle kötüsüyle hayatın tadına varmayı, optimist tarafımla dostluğu, iletişimi zaman zaman kaybetmişim. Bir yukarı bir aşağı çıkıp inmek yormuş beni…
İyi benim doğamda var oysaki, neşe, huzur ve sevgi… Herkesin doğasında olduğu gibi. Şimdi baktığımda bu dalgalanmalara, gelgitlerde içimdeki acımasız eleştirmene rağmen beni ne güçlü, kararlı kıldı diye doğama olan inancım, onun orada özümde olduğunu bilmem sanırım. Yılın ikinci yarısından sonra Nar Koga’da yaptığım yönlendirmeli meditasyonlar, deneyimlerimden yola çıkarak düzenlediğim BK atölye çalışmaları bana çok büyük destek oldu, sadece başkalarına değil, bana “şifa” oldu. Bazen kimsenin gelmediği zamanlarda bile biz o çalışmaları yaptık. Ve dostlarım, hiç elimi bırakmayan dostlarım, gözümün bebeğinden beni anlayan dostlarım, kaç yaşında olursam olayım bana içimdeki küçük çocuğu yaşatan, hala ona kucak açan anam babam, evladım, bana ilham olan bir tanecik evladım. “Olanı olduğu gibi sevmemi” bana çalışma konusu yapan arkadaşım. Hepimizin kötü zamanları var. İnişleri çıkışları. Dengeyi tutabilmek en güzeli, mutluluğun sırrı. Dengenin kaçtığını fark edebilmek ise en büyük fazilet, sonrasında fırsatları görmek ve şükretmek.

Başlangıçlar&Bitişler’de duyduğum ruhumu okşayan laf, yapılan içten paylaşımlarda arkadaşlarımdan birisinin “ben bu hikayenin kahramanı olmak istedim” deyişi oldu. Bunun bir destek olduğunu biliyorum ama gözlerim daldı gitti, acaba ben kaç kere başka hikayelerin kahramanı olmak istedim. Çok kere… Şunu hiç aklımdan çıkarmamalıyım… "Herkes kendi hikayesinin kahramanı"… Yolumuz hep açık olsun. 

Sayfa Görüntüleme