İstikrarlı olmak zordur. Hep çizgiyi muhafaza etmek, yönünü korumak. .İnsan dalıveriyor ve sapıyor yolundan, bir uyarı cihazı da yok ki “biiip” ötsün sen sapınca. İste onun için hedeflerle çalışmak, onları yazmak, gözünün önünde tutmak ve her zaman kontrol etmek önemli ama daha önemlisi o hedefi bulmak, sana ait olanı, seni besleyeni. Ve üzerinde düşünüp kafa yormak, şekil vermek, işlemek, yaratmak, çoğaltmak ve paylaşmak.
Şu sıralar içimde bir enerji fazlası var, sürekli kontrol
ettiğim, derin nefes çalışmaları ile eritmeye çalıştığım, eritmeyi ihmal
ettiğimde “offf” şeklinde çıkanlar. Bu ne enerji fazlalığı içimi sıkıştıran? Yön
bulamamış, dışa aktaramadığım, yerini bulamayan enerji.. Şekil veremediğim,
işleyemediğim, çoğaltıp paylaşamadıklarım mı? Zincirin neresinde oldu ki
tıkanma, ne güzel gidip duruyordu. Fazla yoğun tempoda kaybolmak mı bu? İhtiyaç
duyduğum sessizlik mi? Sanırım evet en doğru cevap sessizlik. Zihnimde ihtiyaç
duyduğum sessizlik. Olmadığında o enerjide doğru yere gitmiyor, akmıyor, kısır
döngü içinde bir hortum gibi sadece içimi kabartıp duruyor ne var ne yok alıyor
içine. Bilirim bu hallerimi, hayra alamet değil. Şimdi oturma zamanı kendini izleme,
ölçme biçme zamanı. Hedefleri gözünün önüne alıp yoklama zamanı.
Son yıllarda duyduğum en güzel laflardan bir tanesi “değerleri
onurlandırmak”. Durup düşünme zamanlarımın en güzel çıpası. Nasıl yaşıyorum,
değerlerimi onurlandırarak mı? Kaytarıkçılık yapıyor bazen insan, görmezden
geliyor, yalan mı? Sen görmezden gelince başlıyor gittiğin yolda tıkanmalar,
zorlanmalar. Oysa ki “refah” geliyor sen yaşadıkça değerlerinle, geliyor sen zamanı
iyi kullandıkça. Bazen arsızlaşıyor insan, ondan mı olsun, bundan mı olsun? Eh ondan
da olsun bundan da olsun! Di mi ya? Sonra bi bakmışsın ortada sadece yorgunluk
kalmış. Çok çalışmak yormuyor adamı
sadece hedeften şaşmak, boşa zaman harcama hissi yoruyor. Kapasiteni zorlarsan
çıkıyorsun bir çıt yukarıya hep, aynı yerde kalmak insan doğasına aykırı. Onun
için belki bu şişkinlik hissi bendeki, fazla mı saydım yerimde bu aralar. Anladım
şimdi doğaya özlemim, sessizliğe özlemim bundan.
Zaman sanırım sıçrama
zamanıdır.
Nasil bir ziplama bu cekirge? Ayni yer hangi anlamda? Ayni ortam, sehir, is, es, tas, hamam? Ama nasil hissettigini cok iyi anliyorum. Sicramak bazen cok guzel bir duygu.
YanıtlaSil