2 Mayıs 2016 Pazartesi

Çocuğum kimi daha çok seviyor? Beni sevsin!, ben daha çok kahrını çekiyorum beni sevsin!, ben daha çok ihtiyaçlarını karşılıyorum beni sevsin!, ben daha çok zaman harcıyorum beni sevsin!, o bıraktı gitti ben buradayım beni sevsin!, benimle daha çok eğleniyor beni sevsin! Benimleyken daha iyi besleniyor beni sevsin! 


Ben! Ben! Ben!…

Hani çocuk, evlat nerede burada? 

Çocuğun duygularını duyan var mı? Annesine, babasına deli gibi sevgiyle bağlıyken kafası karışan büyüme çağındaki çocuğu düşünen var mı?
Hele böyle durumlarda destek olması gereken büyük anne-babaya ne demeli. Yaşı gereği ailenin denge unsuru olması gereken, torunun sevgi ortamını daha çok destekleyecek olan büyüklere ne demeli?

Kendi egolarına yenik düşenler çocuklarınızın, torunlarınızın duygu ve düşünce sistemlerini etkilerken onları mı düşünüyorsunuz yoksa kendinizi mi? Ağzınızdan çıkanları kulaklarınız duyuyor mu? Emin olunuz ki çocuklarınızın, torunlarınızın kulakları duyuyor. Emin olunuz ki ilerde doğruyu bulduklarında söyledikleriniz bir kulaklarından girecek bir kulaklarından çıkacak çünkü size saygı duymayacaklar. Eğer zafer sizin olduysa ve sizi daha çok sevdiyse, ilerde aldığı yaraları onarmaya çalışırken yanında siz olmayabilir, bu dünyadan göçmüş bile olabilirsiniz?
Şimdi ağzınızdan çıkanları tekrar bir duyun, zafer egonuzun mu yoksa evladınızın mı olsun bu hayatta? Zafer sizin mi olsun yoksa pırıl pırıl özü sözü doğru, sizi örnek almış evlatlarınızın mı?



Bırakın evlatlarınızın olsun, siz sadece onları onların sevgi diliyle sevin. Kimseyi seçmek, insanı kavuran kıyaslama yapmak, bu duyguyu anne ve babası için deneyimlemek zorunda kalmasın. İnanın sizi o zaman çok daha fazla sevecekler… Zafer herkesin olacak. Dünyanın sağlıklı bireylere ihtiyacı var.  

Boşanma çocuk için iyi bir süreç olmayabilir, ancak annenin babanın, hatta aile büyüklerinin bu sürecin çocuk için daha iyi geçmesi ile ilgili sorumluluğu var. Eğer evlatlar sevildiklerini hissediyorsa bu süreçte davranışları da daha uyumlu ve anlayışlı oluyor. İstedikleri bir şey olmasa da ebeveyni anlıyorlar. Toplumsal varlık olarak ilkel insanın ilk geliştirdiği işbirliği değeri ne yazık ki günümüzde anne babalar arasında en "değerli varlığımız" dedikleri evlatları için bile yaşatılamıyor. Zaten evlatta onlara ait bir varlık değil, sadece üzerinde yaratılan etki onların, bu etkinin sorumluluğu da tabi. 

Yarattığım etki nedir?
İşbirliği değerini nasıl yaşıyorum?
Nasıl yaşatıyorum? 
Çocuğuma nasıl örnek oluyorum? 
Doğru davranmasını istediğim evladıma doğru davranarak örnek oluyor muyum? 

Aslında sadece boşanan ailelerin değil her ailenin, yaş kaç olursa olsun her anne babanın sorması gereken sorular bunlar.

Biraz öfkeli çıktı sesim farkındayım, öfkem eğitimli ama bencil kesime, bilincinde ama yetersiz ve yeterli olabilmek için ise kılını kıpırdatmayanlara... Ben! Ben! Ben! diyen zihniyete.

1 yorum :

  1. Yavrum,çok güzel anlatmışsın.Kalemine sağlık benim güzel kızım....

    YanıtlaSil

Sayfa Görüntüleme