28 Nisan 2012 Cumartesi

Darısı Başıma

Gönderen zamandegerlidir.blogspot.com 16:06 | 2 comments

Bosnalı Sejla Kameric’in, "Kırmızısız 1395 Gün" adlı filmini anlattığı İstanbul Modern'de ki bir söyleşinin bana düşündürdükleri


Dönem dönem kendimi rutinin içine sıkışıp kalanlar içinde değerlendiririm. Ama son birkaç aydır değil çünkü geçirdiğim rahat dönemi sanırım oldukça iyi değerlendirdim. Fırsat buldukça farklı yerlere gidip farklı etkinlikler yaptım yeni şeyler öğrendim. Örneğin gezdiğim fotoğraf sergisinde, fotoshop’un sadece vesikalıklarda kırışıklıkları ve sivilceleri yok etmekten ya da ona buna bıyık takıp, tavşan kulağı yapmaktan ibaret olmadığını, bir insanın hayallerini değişik mekanlarda yaptığı çekimleri birleştirmesi ile nasıl anlatabileceğini, nasıl tablo haline getirileceğini gördüm, etkilendim, heyecanlandım ve yine yenilikler için ilham aldım. Müzelere daha sık gider, sergilere ilgi gösterir oldum. Bir ilk yaparak daha önce ne ismini ne de yaptığı işi duymadığım Bosnalı Sejla Kameric’in, "Kırmızısız 1395 Gün" adlı filmini anlattığı İstanbul Modern'de ki bir söyleşiye katıldım. Salonda birbirini tanıyan, selamlaşan akademisyenler, sanat eleştirmenleri bir de armut gibi ben vardım. Kenarda oturup izledim. Sanata kırk beşine kadar çok da ilgi duymamış, hala top peşinde koşan ben, film, resim, heykel, fotoğraf her ne ise, bir yapıtı izlemeden, görmeden ve fikir yürütmeden önce, eserin sanatçısı hakkında, yaşadığı hayat, dönem, ilişkileri, travmaları ile ilgili bilgi sahibi olmam gerektiğini o zaman zevk alabileceğimi öğrendim. Birkaç yıl evvel Salvador Dali gelmişti Sabancı Müzesine, Arzu ve Neşeyle birlikte kızlarımızı alıp hevesle gezmiştik. Ben çok hoşlanmadım Dali’nin bilinçaltının dışa vurumundanJ.  Beni irite etti, anlamsız buldum o tablolara bakmayı, oysa arkadaşım Oktay en sevdiği ressamlardan olduğunu söylemişti bana da, ‘nesini seviyorsun’ demiştim o zaman. Cevabını hatırlamıyorum.. Oktay’ın değişik bir bakış açısı yakaladığı muhakkak. Eh benim de babam sanat tarihinde akademisyen olsa farklı yorumlar yapabilirdim elbet. Umutsuz değilimJ Pera Müzesi’nde Goya sergisine gideceğim ancak bu sefer öncesinden  Küratörün yorumunu okudum yani Dali’de olduğu gibi hayal kırıklığı yaşamayacağım zira kendisinin de içimi açan resimler yapmadığını anladım. Küratör; ‘Goya hem aklı hem de kalbi ile çalışan bir ressam olduğu için her şeyi apaçık görebiliyor ve saray ressamı olmasına karşılık, savaşı zafer gösterisi olarak değil insanlık dramı olarak gösteriyor’ diyor. Yani aslında görmek istemeyeceğim türden resimler anlaşılan. Bakalım bunları bilmek bende farklı bir bakış açısı yaratacak mı?

Sanat hep benim sevdiğim gibi hayatın güzel yönünü mü yansıtmalı? 


Hayır, hayatın her yönünü yansıtmalı. İçinden gelen mutluluk dışında acıyı, kıskançlığı, şehveti her şeyi, şu yaşadığımız dünyada var olan her duyguyu yansıtmalı. Geçen akşam yaptığımız kızlar toplantısında Yeşim bana sen küçüklüğünden beri her zaman her şeyin iyi tarafından bakarsın, sana herkes iyidir, her olay hayrınadır, affedersin dedi. Evet mizacım buJ ancak bazen dozu kaçırıp devekuşu farkındalığına gelince yaşadığım hayal kırıklığı çok derin oluyor. Ağır bir bombalama da olsa toparlanıp devam ediyorsun ama karşı taarruz devam ediyorsa direnirken zayıflamak mümkün. Belki de hoşlanmadığım o sanat yapıtları bu zayıflık anlarında ortaya çıkanlar. Bu sabah bir arkadaşım sordu; ‘Bu sessizlik yoga  halimi yoksa depresyon mu’ diye. Gülerek ‘depresyona direnç’ dediğimde aldığım cevap ‘aman bırak çarp yere, daha kolay sıçrarsın yukarı’ oldu.

Neyse ki hep yukarda kalabilen ve darısı başına dilekleri gönderen örnek dostlarım varJ Şimdi bildiğim tüm numaraları uygulayıp hayal kırıklıklarından sıyrılma zamanıdır. 

2 yorum :

  1. Ben de Luzern'de milleti bir saatligine ekip Picasso resimleri sergileyen bir muzeye girdigimde ilk kez adamin resimlerini gormustum. Bana hic iyi bir adam gibi gelmemisti. Rahatsiz olmustum. Sanki resimleri araciligiyla ruhuma dokunmus, onun bu dokunusu beni germisti. Kendisinin megaloman ve kadin dusmani oldugunu dusunmustum. Nitekim oyleymis hazret...

    YanıtlaSil
  2. Balkanlardan iyi yönetmenler çıkıyor zaman zaman :)

    YanıtlaSil

Sayfa Görüntüleme