21 Aralık 2012 Cuma


Birkaç sene evvel, Adana’ya gitmiştim genç bankacılarla birlikte olmaya. Yeni işe başlamış, gözleri pırıl pırıl, hevesli gençlerdi hepsi. Bankanın uyum(oryantasyon)eğitimiydi, onların üç haftalık maratonunun bir haftası benimle geçti. Bu süre uzun olunca birbirimizi tanıma, yakınlaşma, bol bol sohbet etme fırsatımız da oldu. Bir akşam Eski Saat’te adını unuttuğum bir kebapçıda, sokak ortasına kurulan kocaman bir masada, bu tatlı gençlerle kahkahası bol bir ziyafet çekmiştik. Beni arkadaş gibi kabul edip davet etmelerine bayılmış, bir o kadar da mesafeli saygılı duruşlarına hayran olmuştum. Unutamadığım banka eğitimlerinden biridir bu. İçlerinden birisi son gün yanıma gelip, boynumdaki akik gümüş kolyeyi hiç beğenmediğini “kara kara bu hocam size yakışmıyor, siz daha canlı daha eğlenceli şeyler takmalısınız” demiş ve mavi boncuklu hala sakladığım kolyemi bana hediye etmişti. Bir akşamüzeri ise Ayşe Ballı’nın yaptığı poğaçaların üzerine üşüşümüzü hiç unutmam. Tarifini istemiştim, unutmadı eğitim sonrası bana e mail attı. Son zamanlarda bu genç arkadaşları çok düşünür oldum zira Ayşe’nin o güzel tarifini biraz değiştirerek kendime göre yorumladım. Temel koyulacak malzemeler var sonrası senin yaratıcılığına kalmış. Evde ne varsa koy karıştır! Çıkar değişik tatları ortaya. Her seferinde bir diğerine benzemedi yaptığım, yani bizler gibi, insanlar gibi. Temelde aynı olan özümüzün, yaşadıklarımızla tatlanmışlığı gibi. Hayatı acı mı yapacağız, yoksa tatlı mı? Maddenin esiri mi olacağız, yoksa aklından kalbine ulaşan zenginlikle kuşlar gibi özgür mü? Kim özgür olmak istemez? Özgür olan yorulmaz, özgür olan yük tutmaz. Hayatlar alt üst olduğunda yerin altındaki değerli madenler gibi çıkar ortaya zenginlikler. O madeni bulacak detektör ise iyi niyet, güler yüz.

Hepimizin kalbindeki detektörü fark etmesi dileği ile daha önce hiç yapmadığım bir şeyi yapıyor ve yazılarımda ilk defa sizinle bir tarif paylaşıyorum. Eğer yaparsanız, yaparken fark edin lütfen içine ilave olarak attığınız her malzeme sizin seçiminizdir. O an elinizde bulunan malzemeler her ne ise, neyi koyacağınıza karar vererek yaratacağınız tat sizindir. ÖzgürsünüzJ Ağzınıza layık keyifle yiyeceğiniz kurabiyeler yapasınız.

Derin bir kaba aşağıdaki malzemeleri koyun ve iyice çırpın.

1 su bardağı sıvı yağ
1 su bardağı yoğurt
1 su bardağı su
1 küçük çay bardağı şeker
1,5 tatlı kaşığı tuz

Yavaş yavaş kevgirden geçirdiğiniz unu ilave ederken tahta kaşıkla karıştırmaya devam edin.
Artık hamur yoğunlaşmaya başlarken, 1 paket kabartma tozu ve 2 tatlı kaşığı karbonatı una karıştırarak dökmeye devam edin. Hamur hafif, yumuşak ama yapışmayan bir hamur oluyor.
Buraya kadar yazdığım tarifin sade hali, yaratmak istediğiniz lezzeti, ki bu içine bol dereotu koymak, o yoksa birazcık kimyon ve kekik koymak, su salmayan sebzeleri minik minik doğramak, haşhaş katmak, çörek otu koymak olabilir, daha henüz unu ileve etmeden, diğer malzemeleri çırptıktan sonra koyarak yaratınız. Afiyet bal olsunJ

0 yorum :

Yorum Gönder

Sayfa Görüntüleme