İstanbul
Modern kütüphanesindeyim. Kardeşim müzeyi dolaşırken ben de bir rapor
hazırlıyor ve mesajlarımı kontrol ediyorum. E maillerimin arasında bana günlük
ilhamlar veren “daily thought”u öylesine beğeniyorum ki bugün Facebook’ tan
yayınlamaya karar veriyorum.
Şöyle diyor “Bilgi
güneş gibidir nerede parlarsa orada güç hissedilir. Ruhsal konularda bilgi
sahibi olursunuz ama onları hareketleriniz ile ortaya koymadıkça gücünü
hissedemezsiniz. Haydi bugün sahip olduğumuz bilgiyi kullanıp gücünü hissedelim
”.
Birkaç
gündür aslında konsantre olmam gereken şeyler varken, kafamın dağınıklığı
sebebi ile nasıl odaklanamadığımı düşünüyorum. Kapatıp gözlerimi çerçöp temizliğini
iki dakikada yapıyor ve yenileniyorumJ
Facebook
açılınca kötü olan şey bir göz gezdirmeden edememek, düşüyorum yine tuzağa. Geçen
haftadan beri Uğur Mumcu’nun haberleri, onunla ilgili yazılar, meşhur Dikili
konuşması hep dolandı durdu. Açamadım yazıları çok istesem de, sadece hatırladıklarım
gezindi kafamda. Şimdi aşağılara indikçe
mesajlarda sevgili tarih hocam Ayfer Çekiç’in paylaşımını açamadan geçemiyorum. Yazıda 10 yaşındaki bir kızın gözünden görüyorum o kap karanlık yılları, şimdiki aydınlığa dudak bükerek. Otuzlu yaşlarını yaşadığını söyleyen Özge’ye koşup sarılmak, çocukça kabullenişini
bağrıma basmak istiyorum.Okumak istereniz link burada.
Allahtan
sessiz ve gözden ırak bir köşedeyim, sadece gözlerim değil akıp duran, artık burnum da
devrede, çılgınca çantamda olmayan mendili arıyorum.
0 yorum :
Yorum Gönder