Kadınlar yaratmak, yönetmek, planlamak, organize etmek ve özellikle gözetmek konusunda gelişmiş kaslara sahip. Sadece ev hayatı için değil iş hayatı içinde söylüyorum. Ancak tüm bunların hepsinde “uhu” görevi görecek bir değer var ki onu hayata geçirmek konusunda yüzyılların getirdiği bir ağırlık var üzerimizde.
Ailenin uhu değeri "İşbirliği"
Kendi dünyamdan gözlediğim o ki, ister iş yerinde ister ev-özel
yaşam içinde süper “kahraman” olmak biz kadınların hoşumuza gidiyor.
Öyle yetiştik, öyle öğrendik.
Geçtiğimiz hafta sonu içinde Flow Koçluk Okulunun 1. Modülü vardı ve kendi prensiplerinden
birisi olan sistem teorisi üzerine bol bol konuştuk. Sistemin tümü tek tek
parçaların toplamından daha büyüktür der bu teori.
Bu pencereden bakınca bireyselliğin ön plana çıktığı zamanımızda çok daha
etkin, refahın daha çok hissedileceği
aileler oluşturmak mümkün. Özellikle bizim kültürümüzde aile içinde devreye pek
sokulamayan işbirliği’nin yeterince yaşanmaması aile fertleri için zamanda,
mekanda, zihinde sıkışmışlık yaratıyor.
Zamanda sıkışmışlık yaratıyor çünkü çoğu zaman iş-ev dengesini yaratmak
için, özellikle çocuklar olduktan sonra ebeveynler çok daha fazla uğraş veriyor ya da
dengeyi kuramıyor. Mekanda sıkışmışlık yaratıyor çünkü çocuklu bir aile
olduktan sonra kadın erkek eğlencesinden hobilerinden diğer bir değişle kendi
arka bahçesinden tamamen vazgeçiyor. Zihinde sıkışmışlık yaratıyor çünkü her şeye
yetişemediği için ebeveyn suçluluk hissediyor.
Öyle yetiştik, öyle öğrendik ve zamanın koşulları da bizleri zorluyor.
Bireyselliğin daha önem kazandığı, kendini daha gözeten, sabırsız, çabuk
vazgeçen yeni neslin evliliklerinin yürümesi için evin ve çocukların
sorumluluğunu bölüşmek işbirliği yapmak vazgeçilmez oldu. Toplum olarak evini
geçindirmek erkeğin, evinin düzenini sağlamak kadının görüşünden kentsel yaşam
gereği uzaklaşmış görünsek de şu bir gerçek ki, evinin geçiminde en az erkek
kadar zamanını koyan kadının aile içinde sorumlukları çok fazla.
Bugün isteklerini biraz daha fazla ortaya koyan ve aile içinde erkek ile sorumluluklarını
bölüştüğünü ifade eden kadınları da duyabiliyoruz. Ancak sıkışmışlığı da hala dile getirebiliyorlar.
Peki, zaman, mekan ve
zihinde genişliği yaratmanın yolu sadece kadın erkek işbirliği mi?
Çocukların bu işbirliğine davet edilmesi çoğu zaman unutulabiliyor. Ebeveyn
olarak zamanın zor şartlarında büyüyen evlatlarımıza karşı duyduğumuz şefkat ve
aslında gerektiği gibi ilgilenemediğimiz düşüncesinden doğan suçluluk buna
sebep olabiliyor. Çocuğumuz kendi sorununu kendisi çözebilecekken, genelde aileler
bu alanı onlara vermeyi bir seçenek olarak düşünmüyor. Neden mi? Her
ihtiyaçları aileleri, tarafından giderilen, bolluk zamanının çocukları şu anda
aile kuruyor, onlar da öyle yetişti, öyle öğrendi.
O zaman artık aile içinde çocukları da devreye sokarak zamanda, mekanda ve
zihinde büyüme genişleme zamanı…
Evlatlarımızın mizaçlarına göre iletişim kurmayı öğrenme zamanı. Çünkü yapabiliriz...
Gerektiğinde onlara alan tanıyarak kendi duygu ve ihtiyaçlarını dile getirme
şansı verme zamanı. Çünkü çocuk kendini ifade edebiliyor...
Kendi sorunlarını çözmek için yaratıcılıkları ile buluşmalarını sağlama
zamanı. Çünkü mutlu oluyorlar...
Günümüz şartlarının yeterince onları zorladığını düşünen ebeveynlerin bunu
yapabilecekleri konusunda çocuklarına güvenme zamanı. Çünkü çocuklar akışı çok seviyorlar...