Rahmetli dedemle anılarımın içinde Yeşilköy-Sirkeci
hattı tren yolculuklarımız vardır. Kaç yıl oldu treni unuttum. Şimdi Göztepe
tren istasyonundayım. Yıllardır bu sevimli binanın önünden geçer dururum. İçeri
girince merdivenlerle aşağıya istasyona iniyorsunuz. Dışarıda çılgın trafik ve uğultulu
gürültüye rağmen ağır bir sessizlik var trenin beklendiği yerde, uğultu hiç
yok. Sessizliğe uyumlanmış insanlar küçük adımlarla yürüyorlar, topuklardan
bile hiç ses çıkmıyor. Yoksa ses çıkıyor da bu bina, bu tünel, bu raylar, rayların
altındaki çoğu aynı boyda hem beyaz hem de trenin yağları ile karalaşmış taşlar
mı yutuyor sesleri?
Eskilik, yenilik, zenginlik,
fakirlik, temizlik, pislik, yeşillik, karşı yön tarafında kendisine özel yer
ayrılan koca zakkum ağacından yayılan neşeli pembelik,desenli karolar üzerinde çekilen bavulun rahatsız
etmeyen tıkırtısı ve en sonunda trenin yaklaşan traka da traka sesi. Adımımı
atarken içeriye, düşünüyorum, yaşlanınca zor olur bu tren eşiğinden atlamak.
Ray sesleri ile gidiyorum zihnimdeki uzaklara, havalandırmanın tatlı serinliği
ile temiz bakımlı koltuklar üzerinde otururken,
sağa sola salınıyorum. Tren kavalyem olmuş dans ediyoruz da o beni idare
ediyor ben de bedenimi ona uyumluyor gibiyim. Rüzgarda salınan bir hindiba
olduğumu düşünüyorum. Onun ince sapı olmuş benim bel kemiğim, üzerinde kocaman
tüylerle dolu çiçeği ise benim düşüncelerle dolu başım.
İki durak sonra, yeşil ağaçların
arasından denizin mavisi ve adalar giriyor manzaraya, ne çabuk geldim Küçükyalı'ya..
O ses de ne?Acı acı genizden gelen
ses gibi..İki tren selamlaşıyormuş meğer..
İdealtepe’ye gelince fark ettim ki, üfleyince
hindibanın uçup giden tüyleri gibi, kafamdaki düşünceler de, ön tarafta açılan pencereden giren
hızlı esinti ile uçuşup gitmiş, ben sadecik kalmışım.
Yaaaa cok guzel olmus bu yazi! Cok guzel cok guzel. Baska birsey bulamiyorum. Su gibi, uyku gibi, oyle durup nefes almak gibi...
YanıtlaSilÇok güzel Zeynep,bayıldım...
YanıtlaSil