21 Haziran 2012 Perşembe

Kavuştum İlham Perimle

Gönderen zamandegerlidir.blogspot.com 01:32 | Yorum Yap

10 Ocak 2012 tarihinde ‘Ben Bir Ressamım’ başlıklı yazımı okudum. Beni kıskandım. Ne güzel bir resim çizip kendimi oturtmuşum içine.

Güçlü, umutlu, inançlı, koca dalgalara hazırmışım. Beklemişim dalgayı, meydan okumuşum ona, sanki biraz da küçük görmüşüm. Her meydan okunan gibi o da silkinmiş, hazırlığını hiç gecikmeden yapmış ve gelmiş çarpmış bana. Bir tane yetmez miydi? Kalakalmışım, afallamışım, kapanmışım içime, akmaz olmuş kelimeler, ilham perim kaçıvermiş. Aman da ne nazlıymış ilham perim. Zora gelememiş bırakıp gidivermiş beni. Bekleyip durmuşum onu günlerdir.

Ama bugün birden bir his geldi ve kapıyı çalıverdi, dedi ki “Zeynep, ilham perin seni çok özledi, sen kapıları kapatıp onu dışarıda bıraktığından beri, aç kalıp başka diyarlara gitti. Artık onu beslemelisin.” O cesur hisse bakakaldım, e tabi ya! Ne suçu vardı ki benim perimin.

 Akıl hemen uyandı, bir gerindi, fişek gibi fırladı ve koştu ilham perisine. Anlattı derdini, ne yapsın son zamanlarda onun da yükü ağırdı tabi, ha bire doğruyu yanlışı ayıkladı durdu, “Kusura bakma sevgili peri, senin en sevdiğin şeydi rutinin dışına çıkmak, ansızın karar verilen ufak seyahatler, yeni bir kitap, yeni başlangıçlar, keşifler, daha önce yapılmayanları yapmak, yeşil ve mavi. Biz bunları unuttuk, di mi?” dedi. İlham perisi hafifçe gerdan kırdı, gözlerini süzdü, gelin kız gibi bir iki kırpıştırdı onları ve pembe yanakları gülümsemesiyle aydınlandı.

Ben kapıyı aralayıp, etrafta neler varmış bakalım deyince perim hiç naz etmeden girdi koluma. Köprüden geçerken turkuvazını Boğaziçi’nin, irili ufaklı gemilerin ardından sürüklediği bembeyaz köpüklerin, parlak güneşin tadına vardık ve gittik bir yazarın, Selim İleri’nin söyleşisine katıldık. Birlikte olmayı ne çok özlemişiz. Kavuştuk ya, artık daha sık yazarızJ

0 yorum :

Yorum Gönder

Sayfa Görüntüleme