10 Ocak 2012 Salı

Ben bir ressamım..

Gönderen zamandegerlidir.blogspot.com 10:31 | 4 comments
Sevdiğim bir arkadaşım kendisine çok yakıştırdığım bir işi yapmaya başladı. Koçluk yapıyor ve yaptığı koçluğu da ‘değişim koçluğu’ olarak adlandırıyor. Kendimle ilgili değiştirmeye çalıştığım, eski üstüme yapışan ama aslında ben olmadığıma inandığım alışkanlıklarım üzerinde düşünüp, çıkar yollar ararken ne de güzel denk geldi ve dün ‘hadi birlikte çalışalım’ dedik.
Dedik ama nasıl bir şey olacağını bilemedim önce, açıkçası arkamdan bir şey dürttü, ne kadar yakın arkadaş olursam olayım o kadar özel duygularımı, zayıflıklarımı, ne kadar doğal bir insan olduğuma inansam da oluşturduğum maskelerimi, egomu şimdi kendimden ayırmam kenara bırakmam gerek diye düşündüm. Bu kolay bir şey mi? Zamanın akışını hissedip, ayağına geleni şans sayıp, gülümseme ile devam edince kolay sanırım. Başlamak ve bitirmek benim elimdeyken denememek kayıp olur dedim ve bu düşünceyle akşamüzeri buluştuk. Bu buluşmaya seans deniyor. ( Bu benim hızım mı yoksa ‘koçum arkadaş’ımın hızımı? : Denk geldi denkJ)
Bir buçuk saate yakın sürdü seans. ( Bak yazarken fark ettim ben buna seans demeyeceğim, seans lafı bu sohbeti ‘koç-danışan’ ilişkisinden uzak yere koyuyor,  buna sohbet diyeceğim. Seans lafını kullanırsam, girdim çıktım bitti hissi, sohbet lafını kullanırsam geriye kalan güzel bir tat hissi oluyor içimde) Sohbetimizde kendimi hiç de yukarıda saydığım gibi rahatsız hissetmedim. ‘Koç arkadaş- Danışan’ da değildik, ‘koç-danışan’ dık o süre içinde . Şimdi elimde ben konuşurken sarf ettiğim birçok kelime, önemsediğim değerlerim ve beni aşağıya çeken o iç sese karşı kullanacağım bir cümlem var. Devam eden zamanlarda ortaya çıkacakları hevesle bekliyorum.
Ben şimdi; kocaman duvar büyüklüğünde bir tuval aldım, bir ressamın duyduğu hevesle geçtim karşısına. Şimdi renk renk boyalarımı seçiyorum, fırçalarımı seçiyorum.( Seçiyorum çünkü aklımın alabileceği her renk ve her çeşit fırça var,istediklerimi kullanacağım) Sevdiğim şeyleri resmedeceğim o tuvale, engin bir deniz, o sert dalgalara dayanan deniz fenerim, ailem, arkadaşlarım, yemyeşil bereketli topraklar ve o sonsuz kaynak Güneş..
Tuvalimi boyarken, beni dinlemek isterseniz burada buluşuruz yineJ

4 yorum :

  1. Yaşşa Zeyno! Kim tutar seni... Biz de görebilecek miyiz resmini?

    YanıtlaSil
  2. Coskun bana ilham veriyor arkadasim,lutfen devam et..

    YanıtlaSil
  3. supersin Zeyno!!! yazılarını bekliorum :)

    YanıtlaSil
  4. sevgili zeyno, bloğun olduğunu dün keşfettim. annemle filiz teyzeyi ve yeşimi ziyaret ettik, tabii kahvelerimizn yanında EReğli eski günler ve bizler vardık. Vakit su gibi akıp geçti... tekrar buluşucaz.Bu gün evde kanepe de oturuyorum, sanırım tüm Pazarı bloğunu didikleyerek geçireceğim. Ne kadar hoş olmuş. Darası benimkinin başına,"www.mavisanat.blogspot.com" henüz dağınık. Yazılarını da çok beğendim, hep sen bana "güzel yazıyorsun" derdin, ama şaşırttın beni çok akıcı duru ve olduğu gibi bir kalemin var devam.bence bloglarımıza misafir olup yazalım İYİ PAZARLAR! şuşu

    YanıtlaSil

Sayfa Görüntüleme