28 Ocak 2012 Cumartesi

Duyarak büyüdüğümüz sözler

Gönderen zamandegerlidir.blogspot.com 00:43 | 4 comments
Hepimizin annelerinden babalarından, büyükannelerinden büyükbabalarından duyarak büyüdüğü sözler var. O zaman ne anlama geldiğini belki bilemiyoruz ama hepsi bir tohum gibi kafamıza ekilip bizim karakterimizin oluşumuna katkıda bulunuyor ister istemez. İyi tohumlarda var, kötü tohumlar da ekilen içimize. Biz ise şimdilerde iyi tohumların meyvelerini yiyor, kötülerin meyvelerini temizlemekle uğraşıyoruz. Annemin ektiği iki tohumdan bahsedeceğim, ki bugün ben de aynı şeyleri söylüyorum çocuğuma.

Sadece korktuğum için ya da istediğim bir şeyi elde edemeyeceğimi düşündüğüm zaman ağladığımda, “GÖZ YAŞLARINI ZİYAN ETME” derdi. Bu aslında basitçe, “daha bir şey olmadan hemen ağlama, dur bak bakalım belki de ağlaman gerekmeyecek ve işler istediğin gibi gidecek ne biliyorsun?” diyordu bana. Derinde neler diyor? Birincisi önyargısız ol, bir işe başlarken her zaman olumlu düşün ve seni alıkoyan ego’ya kulak asma diyor. Daha bir şey olmadan bu endişeleri, yani gereksiz düşünceleri yaratırsan bunlar akıl süzgecini tıkar o zaman doğru karar veremezsin diyor. Hayatını ağırlaştıran gereksiz korkular, endişeler duyma, içinde bunları yaratma diyor. Şimdi korkusuz bir cengaver miyim, yok tabi ki değilim ama bir olay olduğunda oturup kendime kızmak, hayıflanmak, kendim için ağlamak yerine, çare arayan, ders alan ve düzeltmeye gayret eden bir kişiliğim var. Tabi ki herkesin başına geldiği gibi benimde kendimi çok kötü hissettiğim, gerçekten bir şey olduğu ve ağladığım, kendimi çaresiz ve dipte bulduğum zamanlarım oldu. İşte çok fazla diplerde kalmadan, ağlamayı kesip yeniden yukarıya çıkmamı sağlayan diğer tohum söz de şudur. Bunu sevgili anneannemden de çok duydum. YERE DÜŞSEN BİR AVUÇ TOPRAKLA KALKARSIN. Bu sözü resim olarak canlandırırdım gözümde hala da öyle yapıyorum. “Çok kötü duruma düşsen bile ayağa kalktığında elinde yanına kar kalan bir şey var” demek. Düşündüğümde bu “bir çare vardır” diyen ses oldu bana ve diplerde çok da uzun kalmadım ben. Bugün çoğumuz, yaşadığımız her düşüşten ders alıp yeni bir yolda umutla devam ediyoruz, bunu bana çabucak hatırlatan tarafım bu tohumdan geliyor sanırım. Üstelik şimdilerde gözümde canlanan resimde, sadece düştüğümde kaptığım toprak değil, kalktığımda elimde tuttuğum içinde yeşermiş birçok filiz barındıran toprak var. Bu tohum lafta geçen “toprak” hem fiziksel hem de ruhsal olarak çok derin, başka zamanın sohbeti olsun, ya da sessizce kendi başımıza düşünelim..

Bana yazar mısınız, "sizin tohum laflarınız" ne? Büyüklerinizden size geçen, kişiliğinizi şekillendiren? 


4 yorum :

  1. Zeynom, yazını Pazar gecesi yatmadan hemen önce okudum. Bu lafları hiç duymamıştım. Olağanüstü etkilendim. Bundan sonra kızım ve oğlum benden duyacaklar bunları. Çok teşekkür ederim paylaştığın için. Çok.

    YanıtlaSil
  2. Zeyno, seni mimledim. Blogumu oku ne demek olduğunu görmek için. Öptüm.

    YanıtlaSil
  3. Canım ne güzel yorumlamışsın.Bayıldım.

    YanıtlaSil
  4. Zeyno; bu pazar benimle uğraşacaksın. İşte sana ilk aklıma gelen ;
    "ne oldum! demiyceksin, ne olucam ? diyeceksin" anneannemi sık sık tekrarladığı bir laftı, sanırım bize bir gün bizim de yaşlanacağımızı hatıratmak isterdi ama aslında bu cümlede başk bir çok sır var değerlendirmesi senden :))

    YanıtlaSil

Sayfa Görüntüleme