Henüz oy
verme hakkına kavuşmuş ama daha tam yetişkin olamamış yaşlarımda bir
arkadaşımın evindeyim, akşam yemeği yenecek ve evde annesinin hazırlık telaşı var. Olan her neyse şahit olup olmadığımı hatırlamıyorum ama baba ve
annenin arası oldukça bozuk ve hatta annesinin gözlerinin yaşlandığını, babaya kırgın
olduğunu, iki kardeşin annelerini haklı bulup da babalarına kızdıklarını hatırlıyorum.
Bizler sofra kurulurken ortalıkta yardım ediyor, biraz da hava yumuşasın diye şaklabanlık
yapıyorduk. Sofrayı kurarken bardaklardan bir tanesi takımdan farklı ve
küçüktü. Arkadaşım babaya kızgın olduğu için takım dışı bardağı babasına koydu,
hatta aramızda bunun için gülüştük. Kendimize göre ceza verdik yani. Artık
yemeğe oturacağız, havada hala soğuk yeller esiyor, anne son kontrolleri yapıyor artık yemeği getirecek, sofraya baktı ve babanın tarafındaki takım dışı bardağı alıp kendi önündekiyle değiştirdi. Bir
an birbirimize bakıştık ve arkadaşımın sesi geldi “ben biliyordum”. Yaptığımız
kabahati onlarla paylaşmadık ama ben hiç unutmadım bu dersi. Bu özendir. Bu eşin
yakasına paçasına, nasıl göründüğüne özen, yani gösterişlik özen değil, gerçekten
sevdiğine gösterdiğin özendir. İlla eş, sevgili de olması gerekmiyor ki bu özen
için çünkü bu sevginin özeni, belki de sevgiyi getiren, onu sıkı sıkı tutan
özen.
Özenildiğimiz
ve özendiğimiz sevgi dolu nice günler olsun.