İzmir’de oturduğum yıllarda, çok
sevdiğim ama araya yollar girdiği için ancak telefonla hasret giderebildiğim sevgili
arkadaşımla sohbetimiz sırasında bana “aslında fark ettim ki galiba ben
inancımı yitirdim” demişti. Birkaç gündür bunun üzerinde düşünürken tam
zamanında bir de hikaye dinledim. Kendine sürekli olarak bir bufalo olduğunu
söyleyip duran adam artık buna öyle inanır olmuş ki, dar bir kapıya geldiğinde “ben
buradan geçemem, boynuzlarım sığmaz ki” deyivermiş. Ben inancı nasıl yaratırsam,
hayatta benim önüme beklediklerimi koyuyor hep. İster tesadüf, ister mucize,
ister şans hepsi benim inancımla paralel gidiyor.
Bunları düşünürken aklıma annemin,
çok genç yaşta kaybettiğimiz bir arkadaşı Nuran Teyzem geldi. Nuran Teyze
giyinmeyi, süslenmeyi seven, her zaman kıkır kıkır gülen, konuşkan ama
konuşurken kendini daha da özel kılan, “s”
ve “z” harflerinin yerine değişik bir “ş” sesi çıkaran bir hanımdı. Allah
rahmet eylesin, aklımda hareketliliği, yüksek enerjisi, her daim şıklığı ve
gösterişli takıları kalmıştır.
Ben o zamanlar lise son sınıftayım
ve harıl harıl üniversite sınavlarına hazırlanıyorum. Sene sonu yaklaştıkça
mezuniyet kıyafeti konusu malum ortada dolanıyor ve yoğun hazırlıklar başlıyor.
Annem güzel dikiş diker, doğal olarak kumaşlarım alındı model belirlendi. O
sana yakışır bu yakışmaz tartışmaları vs derken annem elbisemi biçti ama ipek
satenin biçkisini supriz bir şekilde yapamadı. Aman boş ver başka kumaş alırız yeniden
yaparız diyeceğimiz zamanımız yoktu ve arkadaşlarımın elbiseleri hazırlanmıştı
bile. Normalde giyim kuşama düşkünlüğüm yoktu ama annem bize ve dahi
arkadaşlarıma hep güzel şeyler dikerdi. Her neyse, elbisemi annemin
yapamayacağı ortaya çıktıktan sonra tam benim dudağımın bükülmesi ve annemin
suçluluk duygusu ile omuzlarının çökmesinin üzerine Nuran Teyzem ve Hasan Amcam
bize misafirliğe geldi. Evde ki mahsun hava sebebinin sorgusu suali derken
Nuran Teyze el çırpıp “seni İstanbul’a benim terziye götüreceğim” dedi. Hasan
Amca’da “kız ben de sizi arabayla götürüp getireceğim” . O zaman ki afallamayla
karışık sevincimi düşünebiliyor musunuz?
Rahmetli Nuran Teyzemi bu tatlı
anıyla hep güzel ve minnetle andım ama asıl onun büyük mirası başkadır. Biz
İstanbul yolunda giderken bir dua öğretti bana, “ne zaman başın çok sıkışsa bu
duayı oku, bak üniversite sınavına da gireceksin” dedi ve elime yazıp verdi. O
andan sonra bu dua, benim tüm müşküllerimi çözdü gitti. Her zor durumda gözlerimi
kapatıp, çok içten söyledim o kelimeleri çünkü biliyorum içim ferahlar ve düğümler
çözülür. Kaç defa test ettim, kaç defa..
Yapmadığım bir şey var aslında, ben
bu duamı kimseye öğretmedim çünkü uğurunun kaçacağına inandım ama şimdi artık
ben her güzel şeyin paylaşılması gerektiğine inanıyorum. İşte müşkülleri yok
eden duamJ
Sıtkı sadakat,seyyid’ül Ahmet
Yetiş imdadıma ya Muhammed
Sırrımın süphanı Allah, derdimin
dermanı Allah
Müşkülüm çoktur yardımcı ol ya
Allah..
Her şeye rağmen müşkül devam
ediyorsa, eh bu da hayradırJ
Tüm müşküllerinizin yok olması
dileği ile..